ÖDÜNÇ CESARETLERLE


                   m.ali altaca'ya levent sönmez'e, sedat baykal'a


1.
gemiden son ayrılan bendim unutarak seyir defterini
unutarak tayfaların denizi kaldıran kavgalarını

bir sayfadan diğerine ödünç cesaretlerle geçerdim
bıçağın bir yüzünde cellat, öbür yüzünde kurbandım
karanlığın gözünden düştüm, ışıktaysa hiç yerim olmadı
bir tören gibi yaşadım aşkı, ayrılığı bir infaz gibi

yoksa her yağmurdan saçakaltı mutluluğu mu kaldı




2.
kıdemli yargıç da inanmıyor sesimin gürleştiğine
sözcüklerim savunma mı ikrar mı
konuştukça kararan cübbemden seçilemiyor
her celse sarı sırmalarımı sökerek söylüyorum
			kalbimin tutulacak yanı kalmadı

ne sokakların çok büyük olduğunu hatırlatacak birisi var
ne de oğlunu bana benzeterek ağlayacak bir ana




3.
		gemiden son ayrılan bendim
bu çürük tekneden payıma 'kahraman kaptan' olmak düştü

işte kara! diye bağırmamak için tek kendimi aldım yanıma
soluk bir çizgi oldu gövdemde sevincin sukesimi
belki de son bir iz, saçları kısaltan tarihöncesinden

ufuk, köpürmesini unutmuş dalgalarla parçalanıyor
sen bağırdıkça azalıyor içimde beyaz bayrak çekme korkusu
		"her şey vatan için, her şey vatan için"
		"herşeyvataniçin, herşeyvataniçin"

geniş denizlerde parmakizlerin, küçük düştün sulara
bu güz yağmur yağar, saçların gelecek bahara ıslanır




4. 
her gün bileklerimi daha fazla yaklaştırıyorum güneşe
ancak böyle şakalar yatıştırıyor alkışlarla yaralı ruhumu
		"vatan sana canım feda, vatan sana canım feda"
		"vatansanacanımfeda, vatansanacanımfeda"



                                                                       aralık 1983, ankara





Akif KURTULUŞ