ŞİDDET, ELBET
bilgece susuyoruz artık saklamayalım yıldızları tartaklanmış bir sonbahar gecesi diz çökmüştük hatırla öteki dünyalara dünyalar dediğim de ne, boşuna abartmayalım karalarla denizler, çamurlar falan yani toplasan hepsi hepsi batan bir geminin sessiz, kıpırtısız can yelekleri söze nasıl başlamalı basbayağı kan akıyor ağzımı açtığımda düşlerimden içeri bilgece susuyoruz çünkü susmak gecesi patikada kaybolan o yaşsız çocukların bir bildiği var elbet boşuna kaldırmazlar coğrafya derslerinde küçük parmaklarını ıslık çalmazlar, kuş vurmazlar, ağlamazlar boşuna şiddet diyorsun ne güzel; şiddet, elbet yoksa yalnız bir ardıcın dalları kırılır çok ölünür daha, çok kaybolunur biçimsiz bir kanamadır ah! hayat, anlamsız toprak hiç kımıldamamış yaprak bilgece susuyoruz artık saklamayalım şiddet diyorsun ne güzel; şiddet, elbet elbet, şiddet elbet.
Altay ÖKTEM