YARASA
her zaman geceyi yaşar mağara
göz bir işe yarasa, taş olur bakış
buz kesilir kan, tuz ile incelir yara
işte bu güzel sonsuz akış
yakıştırır bizi iyi huylu çağlara...
suyun sesiyle yüzünü yıkayan
arı vızıltısı sürer ekmeğin üzerine
papatya bilinciyle yol sayıklayan
yağlı saydam ipler indirir derine
yarasadır gerçeğin hissiyle uyanan...
hesabı yok bilincin boşlukta kırıldığı anla
istek karartır duvardaki ilkel yosunu
karanlığın ilmini çöz, geceyi anla
kalbine bağışla hayatın çoğaltan tortusunu
varlığını akla getirilmedik sorularla akla;
yarasa neyle emzirir yavrusunu?
(Şiir Ülkesi, 11. sayı)
Altay Ömer ERDOĞAN