KUŞLA BENİ sana diyeceklerim vardı ne çabuk bitti gece yeni bir ayrılığa açıldı pencere sana seveceklerim vardı esrikliğim. çıplaklığım. terim iki yanım uçurum böyle nasıl çekip gidersin gel.. atma beni sensizliğin koylarına boğulurum gölgen yüzüme düştü yüzümden gözüm düştü neyin nesi bu ayrılık kahır canıma düştü gel.. sürme beni ekinsizliğin toprağına kururum bir yanım gül kopması öbür yanım dalsız ağaç kurudu ırmaklarım bak yağamıyorum bulutuma gel.. ağlat beni mendilene sevdanın ve kazı tırnağınla çürüyen yanlarını hayatın serçe kanatlarında hırçın çığlıkları büyür sevdanın ayrılık ekmiş özlem biçmiş bu kadar yaşım darmadağın gel.. topla beni alfabesinden ömrün çoğalayım yıldızı süpürülmüş sabahlarda güneşli çocuğun gibi büyürüm koynunda sığınıp dudaklarına dilin olurum suskunluğunda gel.. sar beni rengine gözlerinin yanayım günortasında havalarımda sis var yüzümün tülü yanık kuşatılmış bir kentte direnen bir tutsağım çakıltaşı tuz ve kum gel.. yaz beni kanadına martıların savrulayım yakamozlardaki ışık sensin martılardaki hüzün ben yelkeni kırık bir sevda nasıl boğuşur dalgalarla gel.. yarınla beni geçmiş denilen yamalı bir bohça ılık nefesinle okşa yüzümü çokla sevdamın ayakizini kim umursar yoksa dalından düşen yaprağın öyküsünü gel.. çiçekle beni saksısında aşkın güzelleşeyim gittiğin yollar kadar uzarım söylediğin şarkılar kadar susarım bulutuna yağan yağmur olur kendi kendimi boğarım gel.. çaresizleme beni karşısında ölümün çürürüm senden sonrası ölüm ayrılık diye bir şey yok hem kimi inandırabilirsin terkederken beni öldürmediğine gel.. cinayetleme beni intihar aşka günahtır susamış bir çeşmeyim: paslı yağmursuz bir bulutum: puslu dalgasız bir denizim: sisli kıyılarım çalınmış martılar küskün kipriğimde mavi bir damladır hayat ağlasam sonum olacak gel.. hiçleme beni üzümdür şarabın tadı esrikliği hikayesi sabahları bozuluyor güzelliğim sen böyle giyinirken ayrılığı koşarken bensizliğe yaprağıma sonbahar düşüyor gel.. çirkinleme beni mutlu portreler çizelim güneşli yüzüne sabahın kelebek ıslığımla sararım tenini uzanıp körpe memelerinin arasına kovarım allahı romanımızdan bırak peygamberler oynasın eski oyunlarını biz tenimizin acıya direnişiyle kendi dünyamızı kendimiz kuralım gel.. dinsizle beni ezan sesleri çocukların oyun saati olsun umutla başlarız sabaha sevişen iki nehir gibi çoşkuyla karışırız güne ve çalıp her evin kapısını bir demet gül bırakırız önüne gel.. sokakla beni bakir bir dünya olmasın hayat sensiz sigara içerken kendimi içerim biraz da emdiğim nikotin savurduğum ömrüm olur vatkitsiz kavuşmalarla paylaşılmaz ki yalnızlık gel.. alevle beni eski bir mektup gibi yakalım saçını yalnızlığın (son söz) yüreğimin titrediği yer aşkın yarası yaşlı bir kuş çırpınır avucumda gökyüzü evimizin çatısı olacaktı yüzümüzde hayatla boğulurcasına bir kaynaşmışlık yüreğimizden aynı mezraya ırmaklar akacaktı ve rüzgarda ömrüme yağacaktı saçların gel.. kuşla beni uçalım birlikte yaşanmamış günlere.
Bayram BALCI