İNCE BİR SIZIYLA UYANIYORUM
Gidelim.
bizi çağıran gündüze
dağları, denizleri,
ve bir heybeyi ceket yaparak,
Gidelim.

O anamdı, ip eğirmesini bilirdi.
bir merakı yenemeyerek, sinemalarda
geçen güz öldü.
sırtında,
Pirinçlerin ve pancarların suladığı bir kol

Neler düşündürdü bunca yıl
bir ezikliği alıp içimden
neler düşündürdü
Kılıfından çıkan bir geceyi susturan
ferman.

artık büyüdüm.
işte geçiyorum,
tütün mağazalarının açtığı devirden
elimde iş bulma ilanları
Üzümcüler,
Yemişçiler.
Fabrikatörlerden dev bir soluğu yırtarak
geçiyorum.
yıllarca penceremi örten o büyük karları.

işte geçiyorum,
yüreğimdeki korkuyu yırtarak
elimde ahlat ve ardıçlardan bir silah
yüksek bir tepeden doyarak
elimde sigaram,
Bir gün keyifle çekeceğim,

ölümün çizdiği gül resimlerinden
gövdem.
Bunca yılın çakısıyla vurduğu
Göz yaşlarımdan bir ırmağı,
akıtarak avuçlarıma
ağladığımı, ama niçin
kimse sormadı...
sevincim defnedilmesi güç bir ölü

işte geçiyorum
korkuyu bir ter yaparak avuçlarıma
dağları ve denizleri
göğü dolduran sesimle
varım.

yüreğimde ince bir sızı
ölüm sancılı anam
Sevinçten bir tülbentle sarıyor yaramı
     VARIM......
 

Ender SARIYATI