herşeyle herşeyin
arasındayız |
HALELUYA DEMEDEN OLMAZ |
Martin Bryant için |
dişin ete sürtünürken çıkardığı sesi duyuyor musun cızırtılarla bilmem neden suçluyuz bir sonbahar denizine dökülürken klarnet eşliğinde akşam çay içip sohbet etmemizi çağırıyorlar tanık sandalyesine haleluya demeden olmaz haleluya demeden olmaz şaşıyorum hâlâ insanı kanatan hakikatler olmasına ve yalnızlığa yalnızlığın yumurtalıkları falan var salataya karabiber koyar gibi sallanıyordu kolu ölmekte olan kadının ayağında kan kırmızısı bir çorap bıraksalar tetiklerimi evde bırakırdım sayın jüri üyeleri ve atardım yalnızlığın tâ yumurtalıklarına kadar bir yumruk haleluya demeden olmaz haleluya demeden olmaz bana gözlerimi vermiyor eteklerini kısaltıp yüzlerini saklayan kadınlar hışırtılarla üzülme sen biz de sarhoş şarkılar birgün söyleriz bir plak iğnesinin çizdiği yüzlerle üzülmezsen Tasmanya'da amma da dudaklarımızı tükürürüz tetiklerini yitirmiş bir otomatik tüfekle bak insan sevmesini öğrenebilir hapishanesini at yalnızlığın yumurtalıklarına bir tekme daha hayır Port Arthur'a sapmadım önünden geçtim sadece silah sesleri geliyor şu kafetaryadan veya daha yakından dan dan sayın jüri üyeleri hayata düşeceğimi bilseydim aranıza dün adlı bir dağdan terliklerimi evde bırakırdım elbette bir de cebimde bulacağımı sandığım kibritlerimi suç aletlerimi ellerini yüzüme örten o kağıt kız artık haleluya demeden olmaz haleluya demeden olmaz elimde tek bir tetik ve yalnızlığın tâ yumurtalıklarına varana kadar kolu elbette salataya karabiber koyar gibi sallanmalıydı arabalar yavaşlayarak yanından geçerken bunlar ellerim bu ahlâkım bu az önce çıkarttığım yangın hayır çorap kırmızı sadece aceleye getirilmiş bir gecenin yarısında bak ben söyleyeyim bıktım senden ve tanrılarından dan dan silah sesleri geliyor dinle plakların iki şarkı arası cızırtısından şimdi sesimi bir sessizlik planladım misafirlere zor pazartesiler geçsin kızlar sokaktan istediği erkeği seçsin diye çünkü blues az anlıyor musunuz haleluya demeden olmaz haleluya demeden olmaz onu da ver diye haykıran ran ran misafirlerin arkasından dan artan jambon cips ve şampan ya şu evi de yakmalı şu küçük kızı da öldürmeli dişin eti özlemesini duyuyor musun vınıltılarla salataya karabiber koyar gibi sallanan kollar haleluya demeden olmaz haleluya demeden bu gruba bir basçı lazım çünkü adalet az ol ma z şimdi şehre su veren bütün vanaları kapatmalıyım sokaklarda yalnızlığın yumurtalıkları var ve yazman hanım benimle evlenmeyen ne çok tütünsüz bol vitaminli bordo çoraplı kızlar var ve inanın birbirlerine çok yakışıyorlar bu delik alnınızın ortasında iyi durdu bayan bir hatıra Port arthurdan dan evet bu hayatın biraz kırmızısı az az daha yüksek sesle haleluya demeden olmaz haleluya demeden olm a z bilseydim tetiklerimi terliklerimi evde bırakırdım ilkokulların kurumakta olduğunu böylesine evet hep beraber haleluya demeden o l m a z haleluya demeden olmaz siren sesleri yaklaşıyor hamburgerinizden geçen bir mermi yalnızlığın ta! yumurtalıklarından geçen bir tekme hayatınızın ortasından geçen sidikli bir aşk ta! aşk bütün haksız yere övülmelerim gözlerimin önünden ellerini yüzüme örten kağıt kız artık - ateşinizi alabilir miyim haleluya demeden olmaz haleluya demeden olmaz sigara kullanmam port arthurdan silah sesleri geliyor veya çok daha yakından ve arlanmaz devrimci gülüşümü nereden bulduğumu soruyorsunuz kendinize dan dan mesela karşı masadan sayın cinayet masası yetkilileri bir armağan bir armağan danseden hayaletlerinizi kırıyorum şangırtılarla ve birbiri ardından bir an şakağımı soğuk bir vanaya dayıyorum ölüler geçmiş buradan haydi hep beraber dişleri gıcırtılarla haleluya demeden olmaz haleluya demeden olmaz insanları değil tenhalığı sadece
yaşamak sadece yaşamaktan ibarettir |
Enis AKIN