LUCCA
Mısır'daki evimizde, akşam yemeğinden, Dua'dan sonra annem buraları anlatırdı bize. Bundan, şaşırmalar şaşırmalarla geçti çocukluğum. Sakınan, körce bir gelgit var kentin sokakları arasında. Burda amaç yola çıkmaktır. İkindi serinliğinde meyhanenin önünde, California'dan kendi mülkleriymiş gibi söz eden insanlarla oturdum. Dehşetle kendimi buluyorum bu insanların davranışlarında. Sımsıcak aktığını duyuyorum şimdi damarlarımda ölmüşlerimin kanının. Bir kazma aldım ben de. Toprağın tüten kalçalarında güler yakalıyorum kendimi. Elveda istekler, sıla özlemleri. Bir insanın bilebileceği kadar biliyorum geçmişi ve geleceği. Yazgımı tanıyorum artık ve köklerimi. Artık bir şey kalmıyor bana kehanette bulunacak, düşünü görecek. Her şeyi tattım, acısını çektim. Ölüme rızadan başka bir şey kalmıyor bana. Huzur içinde çocuk yetiştireceğim demek. Yaşamı överdim, kötücül bir iştah ölümlü aşklara iten beni. Aşkı, ben de türün bir güvencesi saydığım şu an, ölümü görüyorum. Giuseppe UNGARETTI Çeviren: Egemen BERKÖZ