ŞEHRİN ŞİİRİ
Yaşadığın şehre dize üfle, akşam ışıklarını yak, seyret bozgunu
Elini yarala, cam kessin, kolunu sarmala, bantla göğüs yakanı
Gözünü kapat, gördüklerini sakla, seni bu şehir kör etsin
Var mı ötesi! Zeybeğim, eteklerinse bir dönence, koşturduğun yerde iz kaldı
Kızanım oldu, bozanım oldu, üç kap yemeğe fit ettin kendini
Uydun ötekilere, şiiri dört döndün, çocuğun oldu, meyhanen, sormadıkların
Bir teybe takıldın, televizyon düğmesine, dört-beş köfte, maydanoz rakı üstüne
Dize saydın yazdığın her şeyi, beni ortadan böldün
Ayrıl tüm istediklerinden; gitme saati tüm bezdiklerinden
Bir ince işti çizdiğin oya resimleri, çektiğin cadde tokatları
Fotoğraflara geçirdin suretini, renk kalmadı denenecek, iyisi mi bitir
Okulu bitir, gözünü yor, son ışıkları izle, bir kez daha karanlık ol!
Tüm efe renklerini harmanla! Yaşamın bir resim oldu senin
Kaldın oracıkta: Hani şairlerin, eleştirmenlerin!
Yaz yüreğine boncuk diye takılanları, mavi çöpler dağıt, kalmasın hepsi
Beni içinden ayır, şehrimin nar tanesi, akşamını yaşa
Saçlarını ağart, bitimine hazırlan, giy bir ölü elbisesi
Arşınla kendini, kalan kollarını tak, kalemini yaz
İçinde gidenlerin öfkesi
Doğduğun şehrin sokaklarına affettir kendini
Hüseyin PEKER