SARKAÇ

Can simidi, kurtarma sandalı
kaldı karada
Ekmek, su, gemimin ömrüyle 
çıkmıştım yola.

Denizin gezen düşüncesi rüzgâr
yaşlı bir el gibi sırtımı sıvazlar
Dalgalar sanki zaman;
bir bırakır, bir tutar.

Karadan değil, martıdan
ayrılınca anladım denizi.
Her limanda bir korsanın mührü
Her kalede çocukluğum gizli.

Güçlü solukların açığa attığı gençlik
Kıyıda kalan ten, kırışık kum
Bir karışta nem, su bir kulaçta
Ben, yandıkça alevi büyüyen mum.

Bundan böyle gemim, yolu sen seç.
Yokmuş umduğum hiçbir ülkede
Nereye gitsem sığ, akıllar gelgeç
İçimde bir adayı gösterir Sarkaç.

Mehmet Zaman SAÇLIOĞLU