DİYALEKTİK MUTSUZLUKLAR


bir uzak sabah denizidir gittiğin kapı 
ellerinde rüzgârın taşınmaz çamurları var 
köpürmüş soylarımı toplarken çürüyen yanlarımdan 
inan batmış şehirler gibi onarılmaz anılar 
gözlerinde unuttuğum o eski aciz miras 
almaya gelsem soluğumda dalgın yosun kokusu 
biliyorum artık hiçbir gemi beni taşımaz 
ve yeniden büyür içimde mağrur bir zakkum gibi 
                                                 terkedilmek korkusu 


susarsın bir silâhsızlanma akşamı 
susarsın dudaklarında ıslıklar kanar 
öpülmez dudakların ıslık yarası 
mavzerdir dokunmalarım kirvem bilirsin 
öpemem, öpersem tekmil bir aşiret tragedyası 


hüznünü ver bana yeter, gizli hüznünü 

                kolları bağlı hüzün olsun dört yanım 
ırağına vurma beni kirvem, ağlarım, delirirsin 
sonra derler haklıdır sevdası 
geç olur ki artık onarmaz rakılar 
geç olur bir yaraya rakının dağılması 


sen denize sırtını dönen uykusuz dağlı 
gemiler nerde (ki çoğu hüviyetidir melankolinin) 
nerde aykırı mavzerler (onlara sığdıramazsın ki öfkelerini) 
barut esmeri tenine sevdalarımı sürdüğüm 
nasıl taşıdın bunca yıl delirmiş saçlarında 
                                           o eski şark yelini 
biliyorum dokunsam parmaklarım kırılır 
dokunmasam eşkîya uykusuzluğu çetin silâhlar gibi 






Murathan MUNGAN