GECE GELEN TELGRAF Gece gelen telgraf dört heceden ibaretti: "VEFAT ETTİ." İmza yok. Bu dört hece bile çok. Bakıyorum duvara: duvarda bir yara- duvarda bir resim- vefat edenin, elimle çizmişim. Saat bir. Saat üç. Saat beş. Polis düdükleri, saatlar... Yatağım bozulmamış. Çekmecemde kaatlar: bazıları onun el yazıları. Gece gelen telgraf dört heceden ibaret... Şafak söküyor- odam geceden ibaret. Avuçlarımda ellerinin gölgesi dolaşan adam demir parmaklıklardan gördü son gündüzünü. Mahpushane doktoru örterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü: - Tamam! dedi. Bunu belki evvelki akşam dedi. Evvelki akşam ben...... Satıcılar geçiyor mahalleden. Bakıyorum gece gelen telgrafa. O mükemmel bir kafa mükemmel bir yürek, yumruklarıyla erkek gözleriyle çocuktu. Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o. Yoldaştı o.. * * * Düşmanlar kına yaksın dostlar girsin saflara. Sen gözyaşı göstermeden ağlıyacaksın gece gelen telgraflara...
Nazım HİKMET