YOKSA BEN ÖLMEK YERİNE "DURUM ŞİİRLERİ"Mİ YAZSAM 1 İhanetler silsilesinden geçtim Ne aşk, ne arabesk sevgilim Ben gerçekten kederdeyim 2 Mart yine soğuk geçti, uzadı sakallarım Düşman gibi bilinen tarafların ortasında şaşırıp kaldım (Eski yoldaşlarım, Yargısız infaz timleri, Ve bir de kirletilen doğanın sayrılık melekleri Üçlü bir ölüm çaprazına aldılar beni...) 3 Ne zaman düşünsem aynı Ne zaman üşürsem yağmur yağar Yoksullar koşar sokakta, Şimşek üstüne yıldırım, Yıldırım üstüne şimşek iner başıma 4 Sokaklar umutsuz dolaşılmıyor Şiir desen işsiz ve aç yazılmıyor (Bozkırda da öyleydi Yalnız kaldığımda İki dağ arasında aç ve umarsız Sular beni çekerdi Orda; kille yıkanırdım başıboş akan kül nehrinde Dorukları kimin için boyardım şehvetin kızıllığına Belli değil sevgilim; Ben neleri sevmişim, kimlere bağlanmışım bilir miyim Şimdi ama, tek şey varsa bildiğim; Ormandaki kuşlarına aşıktım, Tıpkı tutkunlara edilen ihanetler gibi, Baharlarına doyamadan ayrıldım Bütün ömrüm Ufkun o tatlı renkleri altında geçecek sanmıştım...) 5 Uzun yıllar bu şehirde İşsizlikle iş arasında gidip geldim, Cebim para görmedi, Hangi sofraya baktıysam, Gözüme emeğin teri kaçtı, yememe gerek kalmadı Hangi özneye bağlandıysam Sonunda öteki eliyle beni tokatladı, Açtığım musluklar Yüzüme çarpacak bir yudum su akıtmadı... (Geçtiği yollardan sadece toz çıkarırdı araçlar Şimdi yağmurda bile koku var; Mıncıdı çöp, mıncıdı toprak, mıncıdı beton yığınlar) Evler sokaklar küçüldükçe insanlar iyice domuzlaştı Okullar paralandıkça medreseler mantar gibi çoğaldı İşportaya düşmüş bir mal gibi Caddelere serer oldum kıldığım bütün namazları 6 Dedim ya şiir Umutsuzken yazılmıyor sevgilim (Kitaplara bakarken Beyoğlu sahaflarında Müslüman bir matbaacı Abi gel hele, gel otur dedi Sanki benden yüz yıl önce doğmuş gibi; Biz seni tanırız, yetmedi mi kitaba verdiğin para Sen işçi değil efendi olacak adamdın ama... Madem ehli İslamız Madem birbirimize yardım için varız, dedi, Ve benzeri bir sürü kocakarı öğüdünden sonra; Sigortasız bir şapka geçirdi başıma. Aslında şapka mıydı geçirdiği, kazık mı belli değil, Belli olan tek şey varsa sevgilim, geceyi gündüze kararacağım Ve örtüldüğüm bu çöplüğün altında Sonuna kadar senin için çırpınacağım...) Sevgilim, Ah benim yanlışlarım yüzünden, asyada Ölümünü bile örgütleyip öyle örten sevgilim Keşke ölmeseydin, keşke ölmeseydin Sevgilim bu yaştan sonra gulyabani Bukalemun ve hayalet gibi Nasıl gezersin bu şehri, nasıl gezerim... 7 Çekin üstümden, bütün ışıkları çekin Yönümü saptayamıyorum öğle vaktinde bile Güneş değil batışa sürüklenen benim Karanlık bir hücreye hapsedin beni Orda Işıkla gölgeyi karıştırıp Resimle yapmalıyım bir zaman Karda izi okunmayan giz'li bir ceren Ve sokak fırtınalarında uçmayacak kadar (Belki bir yer altı kayası gibi) ağır olmalı resimdeki kadınım Olmazsa simler çekmeliyim üstüme Bütün aşıklar öldü, bütün aşklar kirlendi madem Aşksız ve kadınsız Gebermeliyim bu şehirde Sabah şebnemi kadar kısa olmalı hikayem Kürdistan'da kirletilen masum aşiret kızı Ve dağda düşmüş bir gerillanın kesilmiş hızı gibi Benliğinizi sarıp, iliklerinize kadar titretmeli sizi Su istedi, toprak istedi deyin, kurumuş çiçeklerine Bir kuyu açabilseydi, Bir kova, çıkrık olabilseydi Sorabilseydi kuyunun başına gelen herkese Sorabilseydi Mutluluk taşırdı onu bizlere... 8 Ne kadar düşünsem aynı Ne zaman üşürsem yağmur yağar Yolum değilse bile sevgilim Benim sonum belli Sevginin ince tülüyle sarmadıkça ben seni (sen beni) Yine kana düşerim hiç yoktan Yine davalar açılır aleyhimde...
Soysal EKİNCİ