YÜZYILIN SONU Bu bürümcük elbise onu dokuyanın güzelliğini kattı asma bir gül gibi balkon demirine yaslanan bedenine. Sana uzanınca çatıdan düşen mor bir çavlana bulandım begonvil yumağında uyuyup kaldım. Sayılar geçti sıra sıra Ülkeler yarıştılar kömürde, çelikte --Herkesin ne çok silahı! Hiç kimse yarışmadı Kimin daha çok gülü diye. Kim daha çok sever akasyaları Kim bekler portakalların çiçeklenmesini Yalnızca altında bir soluk için. Elim seni içeri çekmeye çalışıyordu --Tekstilde Avrupa'yı giydiriyoruz Onlarca elbise dikerim her gün Ne bir elbisem var, bir erkeği çekecek Ne asma güllü bir balkonum. Kameralar hızla dolaştı kentlerin sokaklarında Yapılardan başka bir şey göremedi Her şey alınıp satılıyordu Gül bahçeleri bulunamadı. Döneklikten döndü Kautsky "Demokrasiden neden korkalım" dedik Yüzyılın sonunda, yine başa döndük Yıllar sonra ilk sevgiliye döner gibi Duygularımız pek değişmedi ama Sevgilimiz Dünya, çok hırpalandı bu arada. Gözlerimi açtım Salonun ortasında koca bir çınardın Hayatım dallarının altında gölgeleniyordu Bir kedi yavrusunu sevmek için eğildin.
Turgay FİŞEKÇİ