ŞAŞIYORUM GÖZYAŞINA
artık şaşıyorum gözyaşına hiç unutamam çünkü pazarcıların haftanın her günü öteye beriye öteye beriye gözyaşı taşıdığını yukarlarda en uzaklarda bir orman kaçkının ormana sığındığını mülküm benim örneğin senin gözyaşın bir hayvandır önümden uzun tüyleriyle kaçan sularımı kana kana akıtdığım dağlara haziranın on nunda bir çocuğumuz olacağını biliyordum ayrıca biliyordum ki çocuğumuz olsa da olmasa da bir bölüğü çocukdur insanların artık şaşıyorum gözyaşına mutsuzluğun harcını pekiştiren çaresizliğin gözyaşına binlerce beygir bir ovayı arşınlarken yepyeni dişleriyle binlerce tay ve sonsuz giyimiyle büyük hayat kuşanırken en mavisini güvercin toplayarak geldim öteden beriden ona şaşıyorum ki hepsi hiç değilse bir kere nisan görmüşler şimdi artık serinle mülküm çıkar papucunu ve gözyaşını ellerin bir demet güvercin olarak uçursun uzaklara yukarlara sevdamızı taşınmaz hiç bir şeyini tutma aldığın soluk verdiğin kadar olsun dağlar ve ateş ve kan varken şakaklarım zonguldak gibi uğuldarken şaşıyorum gözyaşına
Turgut UYAR