BÖĞÜRTÜ
"mna kodumun kendim'e"
His, kös, köprülerinde, sözlerimde evrim,
Parasını ödeyerek yalnız kaldık,
İklim ve süklüm aykırılıklar aklımızda,
Ola ola onların müsveddesi olduk.
Gözler demleniyor, ağladıkça dinleniyor oysa,
Silik bakışlar, görmez gözlerse ferim,
Yokluğundandır tereddütün olmasın,
Habire azalırken nazariyatımdaki kelimeler,
Terk edişin mide bulandırmasın...
İnsan olgun sanıyor kendini, ben insan,
Oysa olgun, ham sanıyor kendini,
Belki sen alkol mahsulüsün,
Belki ben toplumun meyvesi,
Sen "sktiret doğsun" diye de doğurulmuş olabilirsin,
Ya ben sanki, adet yerini bulsun diye.
Tortular fikrimin dolaylarında, ebediyet bir bıçak kadar yakın,
Aynı çöplüklerde aranmaktan sıkıldım,
Bu çağın buğdayları karnımı doyurmuyor,
Hadi onu da geçtim, vakit bile geçirtmiyor,
Şimdi biraz çabayla ahmet'in kitaplığında bir isim olabilim,
Bir şirketin gururla fotoğrafını astığı bir eleman da,
Nasıl bir iç güdüyle, şalvarını bırakıp smokin giyen yılmaz güney de,
Sevdiği için çabalayan, göğüs geren, her bokun içine giren bir aşık da,
Veya böyle,
Karanlığa gömüp isli bakışları, acılardan kıvranan,
Susuzluktan salyasını yalayan bir yitik de,
oysa
Benim olmak istediğim,
Senin olmak istediğim.
Lakin hiçbir sen kendisinden vazgeçemedi ben için...
Ben;
Ben de vazgeçemedim,
Çünkü senin beni sevmen için
Benim kendimden vazgeçmemem gerekti hep.
Dünya da böyle bir yermiş
bitirdim, beğenmedim
21.02.01 - 14:20
"erkekler aşık oldu köy kızlarına da, kadınlar bir türlü sevemedi şalwarlıları"
"bir profesör amca köyden bir kıza aşık oldu ewlendi de, tam tersinin mümkünatı yok... hadi ordan"
Umut TAYDAŞ