KARAKTERCİĞER
“Gui’ye...”
İsyansa isyan, başkaldırıysa tamam, ismini bilmiyorum ben
Yeter dedim ya, lanet çektim ya, olsun ne olacaksa
Acıların en büyüğünü istiyorum,
Ölümlerin en kanlısını
Kimsesizliği, bundan daha fazlası varsa hiçliği
Öc alsınlar, alnıma dayasınlar buz gibi namlusunu nefretin,
Dişlerindeki kuduz köpeği salsınlar üstüme
Beynime sülük, gövdeme çivi, yüreğime ihanet, çalışsınlar,
Muskam yok, zırhım yok, sığınağım yok ihtiyaç
Barışın, suskunluğun, uzlaşmanın sözü geçmesin yanımda,
İs yansa hiç sönmez ateş... ama İsyansa isyan, vefa borcum varsa, canımla ödenecek,
galibiyet sevincimdir intihar
öldürülmem geri döneceğimin garantisidir,
kaburgalarım arasına hapsolmuş bir güvercinin kurtulacağı gündür bu
beynimin labirentlerinde kaybolmaya şartlandırılmış düşüncelerin ellerinden tutulup
çıkışa bırakılmasıdır
damarlarıma enjekte edilmiş bir maddenin, kansız da yaşanabildiğini ispatlamasıdır
başlangıcın bitişi, bitişin başlangıcıdır, ikisinin ortasında bir yer asla yaşanmayacaktır
yaşanılandan daha fazla yaşanılmayacaktır, artık sanılmayacak...
menfaatsiz duaları sineklerden koruyan cibinliğin, ne kadar işe yaradığını öğrenme anı şimdi
görmezden geldiğim işlek suratlara, bana dair mühürleri çakmak zamanı
kim'liğimi, kafamı, duruşumu, yüreğimi yok ediciliklerini ki ;
ne gerekse ispatlar gibi gösterme zamanıymış baktım
kurgusuz bir kompozisyonun, gerçeklerle yazılışı
isyansa isyan, başkaldırıysa tamam, ama ismini bilmiyorum ben.
Gittiğimde gerçekten yaşanmamış bir gidiş olsun istedim ya yine kendimi düşünmeden
Peki ya ben...
Gerek yok.
Gereği düşünüldü.
Yol gereği
Düştü-öldü.
Bildiklerini yalnız kendi bildi. Söylediklerini hep kendine söyledi.
Bm Umut “The Cyrano” TAYDAŞ
10.11.1998 – 10:23
“Kanımı içsem fincanda falıma bakabilir misin falcı...”