ACININ DİLİ
zulmü çığlık çığlık hangi dilde haykırmalı
ezilmiş bedenlerden yükseliyor ahraz bir şehir
altında cehennem odunlarıyla beslemişler acıyı
can çekişmek giysisinden yazgılar biçmişler
bir bebek sessizce çırpınır
acının dil yok, evrensel kahır
siz sakarya'ya gidebilirsiniz döner yemeye mesela
tüm gitmelerim benim sakarya'da toplu mezara atıldı
toprak yedim, kıyamazdınız hani
gözbebeklerim aktı denize tonozların altında kaldım
üç gece çekiştiğim canım süzüldü toprağa sanki
beceriksizliğiniz kesti yolları, kurtarılamazdım
siz kocanızın elini tutabilirsiniz, gezmelere gitmeleriniz
benim yüzük parmağım kocaelinde kesildi kaldı
acının yağmuru sızdı katil molozların arasından
alnımda gökyüzü birikti, karanlıktı cesedim korkuyordu
-hayır kokmuyordu, o taammüden sisteminize ağlıyordu
bir mezar bulun bari yetim de olsa bir mezar
kazıyordu grayderler neyi gömdünüz suçüstü
yakalandı kıskıvrak katiller, masumların kanından kırmızı
cehennemi çağırdılar tanrılar yeraltından
onların küfürden kadehleri vardı, içecekleri kan
geceyarısı doğdu, hayır geceden sonraydı azrail
melek değil, değil diyorum size, okur yazar katil
projeleri, ustaları, iş makinaları, çimentosu herşeyiyle tuzak
ölüm okuma yazma bilmez ki, anlamaz malzeme çalmaktan
karlarınızı çıkarın, zulüm zulüm, çıkarın mezardan
sümenaltına itiliveren rüşvetlerden gelecek kurulmaz
gökyüzü zulmün ateşine yaktı kendini
bir ateş ki tutuşur da yanmaz
hayır kaldırmayın enkazımı,
yıkılmışlıklarınızı çekin üstümden
yıkamayın boşuna, artık çıkmaz üstünüze bulaşan
siz dolaşabilirsiniz cennet vatanınızı, altınızda dudi makamından otolar
benim ayaklarımı kopardı dişlileriniz, yıkıldı üstüme kutsal yontular
artık haykıramam acımı, damarlarımı kesti acımasızlığınız
dilimi kökünden kopardı jiletli aldırmazlığınız
tüm bildiğim dilleri kaybettim enkaz altında artık
ebabil kuşları ötüyor evimizin olmayan balkonunda
acının dili olmaz puhu puhu öt
acının dili olmaz
acının dili olma
acının dili
acı dil
acı
A !
Yusuf ALTUNEL