DÜŞKIRILMASI
metropolün izbe karanlıkları gizlidir tutuşturamadığımız yangınlarda avuçlamak isteyip de hani dokunamadığımız mutluluklarda
bir albümde duruyordur belki sararmış öpülmemiş dudaklar gül renkli arzular soluk okul defterinin arka sayfalarında şimdi okşanmamış tenler beklenmemiş gemilerin demir attığı akıp giden hayatın yüzen kuru yaprakları
mahşer kalabalığı doldurmuş da bu kenti bir bana yer kalmamış sanki arzu dolu haykırışların çınlatamadığı evlerin duvarlarında saklıdır bir akşam vakti uzatıp da dokunmak için değmeden ince boynuna geri çektiğimiz utangaç, terbiyeli ellerimiz ateşlemek için dinamitleri yaktığımız gözlerimizdeki pırıltı sönmüş mumların kararmış fitilidir şimdi karanlık yataklarda tasarlanmış sevişmelerimiz gizlidir
bir sahil kenarında elele dolaşamamalarımız alevlemiştir yakamozları güneş boğarken kendisini altın renkli sularda sevişmemelerimiz yorgun vurmuştur kıyıya söylenmemiş arzu sözleri bırakıp ardında düşkırılması açılmıştır yokluklar okyanusuna
pişmanlık boz kırların acımasız sırtlanı çökmüştür akbaba gibi yüreklerimizin güvercinine ölesiye sevda kurşunları binlerce parçaya bölmüştür faili meçhul düşlerimizi ayrılık yargısız infazdır yeni zamanları eski zamanlarla harmanlamakta demir giysili umutsuzluk firavunu parçalayıp sevda zincirini bırakıyor gövdelerimizi asfalt yollara çelik yelekli infaz timi zaman
Yusuf ALTUNEL