En son kasımpatılar vardı yüzünde Bir de anlamını yansıtan sorular: Gözlerin
KEŞKE HİÇ . . .
Ayazdım, azdım... Azıksızdım İçimde sırasına koşan şiirler vardı Zamansız çalmasaydın kapımı Esmer gülüşünle mıh çakmasaydın günlerime gelmeseydin Zift ile karıyordu kendini gece Gitmek uçurum, dönmek aramamanın yalvarısı Vazgeçmek senden, pişman olmak Yarını göremeyenlerin kör tanrısıyla zar atmaktı gelmeseydin Sarışın rüzgârlarda soluk benizli şiir eskizleri Çorak zamanlarda kendisi için kanayamayan aşklar vardı Yanılsamaların sonbahar yüzünden geçiyordum Hilebazdı siyah dokunuşlar, cinayet kokuyordu gelmeseydin Tenimdeki kilim deseni yaralara Kıymık gibi saplanan yağmur damlaları Pembe kokusuna dikenini saplayan gül Elgin sözcüklerden payıma düşen kül Bakır şimşekleriyle kahkaha atan Gökyüzüydü tek paylaştığımız gelmeseydin Mezatta hırpani bir sözcüktü vefa Yokluğunun tadı kusursuz ve gölgesiz gri Unutmak çağımızın en masum duldasıydı İntiharı ve hiçliği anımsatıyordu unutulmak gelmeseydin Yine de yeniden gelmeseydin Hafif tebessüm iç kanamalı yüzümle Serçeler gibi sabahı bekletmeseydin bana Ayazdım, azıksızdım... azdım gelmeseydin Gözlerimdeki forsaya toprak tadında mavi bakmasaydın Keşke hiç!..
C. Hakkı ZARİÇ