ARDIÇ KUŞU VE SEVDA
Yüzünü biriktiriyorum şimdi çünkü ben, bir ardıç kuşu gibi kendi ölümüyle beslenen güncesi ayrılıklarla dolu ve teni her yaz ayrı güneşlerde yanan bir çocuğum. Ne kadar alışkınım bilsen yazılmayacak mektuplar için adresler alıp-vermeye yılların yorgunluğuyla sararan silik, umarsız, gizini saklı tutan ve bir daha yaşanmayan resimlere. Yüzünü biriktiriyorum. Çünkü yüzün bir sevda tohumu şimdi. Geçerken ürpertilerle karanlıklar içinden tutsak ve ağzımıza sığmayan dillerimizle geçerken gecenin pususunda bir ırmaktan bütün özlemleri tadan, bütün romanlarda yeniden dünyaya gelen o çocuk ağlıyor arkamdan beni bırakma... Bırakma beni... Kaç kişinin gücü yetmiştir yasaklanmış bir aşkı savunmaya... Yüzünü biriktiriyorum şimdi. Soyları kocalarının adında eriyen göçmen kadınlar gibi, hüzünlü ve sesim titreyerek ne kadar alışkınım bilsen bütün kanamalara... gülümseyerek. Bir ardıç kuşuyum ben toprağa düşeceğim bir gün içimde çimlenen tohum çatlatıp yüreğimi ağaca dönsün ve yüzyıl yaşasın diye hiç ardıma bakmadan öleceğim. Yüzünü biriktiriyorum şimdi.
Zerrin TAŞPINAR